Siber Güvenlik Ekosistemi Ankara'da Konuşuldu

Bilişim Derneği tarafından düzenlenen Siber Güvenlik Ekosisteminin Geliştirilmesi Zirvesi’nde, siber güvenlik, ekosistem ve yeni uydu teknolojileri konuşuldu.
Siber Güvenlik Ekosisteminin Geliştirilmesi Zirvesi, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ev sahipliğinde düzenlendi. Programa Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı Başkan Yardımcısı Mustafa Murat Şeker, BTK Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu, Bilişim Derneği Başkanı Rahmi Aktepe, Aselsan Genel Müdürü ve Bilgi Güvenliği Derneği Başkanı Ahmet Hamdi Atalay ve çok sayıda sektör temsilcileri katıldı.

Bakan Yardımcısı Sayan: Millet Olarak Zoru Başarmanın Haklı Gururun Verdiği Huzura Alışkınız

Zirvenin açılışına, video konferans aracılığıyla katılan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, siber güvenlik ekosisteminin oluşturulmasının önemi hakkında konuştu. Sayan, “Takdir edersiniz ki teknoloji hızına yetişmenin çok zor olduğu bir araç adeta. Ama biz millet olarak zoru severiz. Zoru başarmanın haklı gururun verdiği huzura alışkınız. Bildiğiniz gibi ekosistem kavramının en büyük özelliği sürekli olarak yeni bir forma dönüşebilmesidir. Bilişim ekosistemi de yeni ürün ve servislerle, yenilikçi öğelerin eklenmesi, bu öğelerin ekosistem içindeki farklı yapılarla etkileşimi sonucu durmaksızın gelişiyor. Bu da ilk olarak iş dünyasında değişikliklere neden olmuştur. Eski meslekler ve süreçlerin otomatikleşmeye başlaması beraberinde ekonomide de yeni endüstriler ve yeni mesleklerin ortaya çıkmasını sağlamıştır” dedi.

Nesnelerin internetinin modern hayatın en büyük devrimi arasında gösterilebileceğini ifade eden Sayan, “Nesnelerin İnterneti hayatı kökten değiştirebilecek bir teknoloji sunmaktadır. IoT kavramının bugün hemen her alanda olması bazı çevresel faktörleri de beraberinde getirmiştir. Ekosisteme katkıda bulunması için ise Yeşil IoT kavramı ortaya çıkmıştır. IoT akıllı dünyadaki her şeyi birbirine bağlayan bir teknolojidir. Gerek iş hayatına gerekse sosyal hayata önemli katkılar sunma potansiyeline sahiptir. Yeşil IoT, nesnelerin internetinin enerji tüketimi seviyeleri ile çevreye, iklim değişikliğine ve insan sağlığına etkilerinin olumsuz yönde ilerlediği noktada devreye girmektedir. Son yıllarda gerçekleştirilen yerli ve milli üretim çalışmaları konusunda Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde devam eden Milli Teknoloji Hamlesinin ülkemiz için hedefi yakınlaştıran bir yol haritası olduğunun önemle altını çizmek istiyorum. Buradan açık yüreklilikle söylüyorum ki Sayın Cumhurbaşkanımızın başlattığı bu hamle bu ülkeyi hem bölgede hem de dünyada önder konuma getirecek bir vizyonun eseridir. Biz geleceği tahmin ya da takip eden değil, geleceği inşa edecek çalışmalar yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Bakan Yardımcısı Sayan: Tüm Dünyaya Mihmandarlık Yapacak Teknolojilere İmza Atmalıyız

Bakan Yardımcısı Sayan sözlerini, “Çağımızın altını olarak görülen veriye dönük, siber saldırıların artarak devam ettiğini görüyoruz. Dolayısı ile elimizdeki verinin saldırılardan korunması için teknolojik ve yasal zeminde bazı önlemlerin alınması bir tercih olmaktan daha öte bir zorunluluktur. Biz siber güvenliği milli güvenliğimizin bir parçası olarak görüyor ve adımlarımızı bu bilinçle atmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda ulusal siber güvenliğimizin sağlanmasına yönelik çalışmalarımız BTK bünyesinde Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi tarafından yürütülmeye devam ediyor. Kısacası bu dünyada ülke olarak öncelikle kendi gemimizin kaptanı olmalı daha sonra da tüm dünyaya mihmandarlık yapacak ve teknolojiye yön verecek çalışmalara imza atmalıyız. Bunu başarırken elbette hedefe ulaşmamızı sağlayan yol arkadaşlarımız olacak. Ve hep beraber ekosistemi oluşturacağız” sözleriyle noktaladı. 

Bakan Yardımcısı Kacır: Milli Teknoloji Hamlemizi Gerçekleştirmemiz Kaçınılmaz

Programda, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır da konuşma yaptı. Kacır, "Ülkemizde başta silahlı kuvvetler olmak üzere, kamu ve özel sektör kuruluşlarında siber güvenlik alanında kullanılan ürünlerin yerlilik oranlarının artırılması çok önemli. Ülkemizde kullanılan ve yüzde 5-10 yerlilik oranı olan siber güvenlik çözümlerinin gelecek 5 yılda yüzde 50'nin üzerine çıkarılması öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Türkiye'de başta silahlı kuvvetler olmak üzere, kamu ve özel sektör kuruluşlarında siber güvenlik alanında kullanılan ürünlerin yerlilik oranlarının artırılmasının büyük önem taşıdığını belirterek, "Ülkemizde kullanılan ve yüzde 5-10 yerlilik oranı olan siber güvenlik çözümlerinin gelecek 5 yılda yüzde 50'nin üzerine çıkarılması öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor" dedi.

Bakan Yardımcısı Kacır, teknolojideki gelişmelerle birlikte birçok işlemin sanal ortamda gerçekleştirilmesinin saldırı riskini artırdığını söyledi. Türkiye'de bilgi ve iletişim teknolojilerinin entegrasyonunun hızlı bir şekilde yapıldığını ifade eden Kacır, "Her 10 haneden 8'inin internet bağlantısına sahip olduğu ülkemizde, muhtemel siber saldırıların kapsamlı ve ciddi etkileri olabilir. Üretim sistemlerinden otomobillere milyarlarca nesnenin internete bağlı hale gelmesi, siber güvenliğin hayatımızdaki yerini günden güne daha da kritik hale getiriyor" diye konuştu.

Bakan Yardımcısı Kacır: Küresel Ekonomi ve Rekabette Yeni Bir Evreye Girildi

Kacır, siber saldırıların hızlı olmasının yanında pahalı ve karmaşık silah sistemlerine de ihtiyaç duymadığını anımsatarak, küçük bir saldırıyla büyük etkilerin oluşturulduğu siber uzayda güvenliğin sağlanması için tüm tarafların dayanışma içinde olması gerektiğini söyledi. Küresel ekonomi ve rekabette yeni bir evreye girildiğine dikkati çeken Kacır, şöyle devam etti: "Önümüzdeki dönemde küresel rekabet, dijital dönüşüm, büyük veri ve veri analitiği, siber güvenlik gibi kavramlar üzerinden şekillenecek. Ülkelerin ekonomik üstünlükleri ve bağımsızlıkları bu parametrelere göre yeniden tanımlanacak. Geleceğin savaşları konvansiyonel silahlarla değil, siber silahlarla gerçekleşecek ve siber saldırıların tahribatı daha ağır olacak. Tüm bu etkileri sağlayacak paradigma değişimini yakalayan ülkeler gelecekte üstünlük elde ederek, oyunun kurallarını koyan ana aktörler haline gelecek. Ülkemizin de her alandaki bağımsızlığını sürdürmesi için 'milli teknoloji hamlemizi' gerçekleştirmemiz kaçınılmaz."

Kacır, TÜBİTAK, Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ve diğer paydaşlarla devam eden siber güvenlik çalışmalarına da değinerek, SSB ile "Siber Güvenlik Akademisi" kurma çalışmalarının devam ettiğini ve akademinin sonbaharda hizmete girmesinin planlandığını bildirdi. İhtiyaç duyulan insan kaynağının çekirdekten yetiştirilebilmesi ve erken yaşlarda öğrencilerin bu alana yönlendirilmesi konusunda "Deneyap Teknoloji Atölyeleri"nin 81 kente hızla yayılması için çalışmaların sürdürüldüğünü belirten Kacır, "Ülkemizde başta silahlı kuvvetler, kamu ve özel sektör kuruluşlarında siber güvenlik alanında kullanılan ürünlerin yerlilik oranlarının artırılması çok önemli.  Ülkemizde kullanılan ve yüzde 5-10 yerlilik oranı olan siber güvenlik çözümlerinin gelecek 5 yılda yüzde 50'nin üzerine çıkarılması öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor" değerlendirmesinde bulundu.

Başkan Karagözoğlu: Siber Güvenlik, Milli Güvenliğin Bir Parçasıdır

Açılış konuşmasını yapan BTK Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu, “Dijital dönüşüm tüm dünyada milli güvenlikten ekonomiye çevreden şehirciliğe hem devletlerin hem de 7’den 70’e hepimizin günlük hayatını her alanda derinden etkilemeye başlamıştır. Tabi ki, öbeğinde bilgisayar donanımı, yazılımı ve mobil cihazlar ile iletişim şebekelerinin olduğu sayısal teknolojiler yeni ortaya çıkmış teknolojiler değil. Gen sıralamasından nano-teknolojilere, yenilenebilir enerjiden kuantum bilgi işleme kadar pek çok alanda baş döndürücü gelişmeler yaşanmaktadır. Bu teknolojilerin yakınsaması ve fiziksel, sayısal ve biyolojik sahalarda birbiriyle etkileşimi daha önce şahit olmadığımız ölçekte büyük gelişmelerin habercisidir. Teknolojik gelişmelerin odağında yer alan bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü artık kendi başına bir sektör olmanın yanında diğer sektörlerde kalkınma ve büyümenin baş aktörü haline gelerek dijital dönüşüm çağının en önemli sektörü haline gelmiştir” şeklinde konuştu.

Teknolojiyi ne kadar çok kullanırsak ona daha çok bağımlı hale gelindiğini ifade eden Karagözoğlu, “Bu teknolojilerin beraberinde getirdiği risklere de daha açık hale geliyoruz. Bireyler, şirketler, kritik altyapılar ve devletler ciddi siber tehdit altındadırlar. Siber güvenliğin sağlanması artık sadece teknolojinin yoğun olarak kullanıldığı alanlardaki tehlikeleri bertaraf etmek için bir ihtiyaç değildir. Siber güvenlik artık, sosyal ve ekonomik hayattaki bağlantılı riskler nedeniyle, Milli Güvenliğin bir parçası ve milletlerin refahını etkileyen büyük bir faktör haline gelmiştir. Bu nedenle bir taraftan yeni teknolojilerin hayatımızı nasıl kolaylaştıracağına, bu teknolojilerin nasıl daha erişilebilir hale getirileceğine kafa yormamız gerekirken, diğer taraftan da bu yeni teknolojilerin güvenliğinin nasıl sağlanması gerektiğini düşünmemiz ve bu doğrultuda adımlar atmamız da gerekiyor” dedi.

Başkan Karagözoğlu: USOM, Uzman Personelin Yetişmesinde Önemlidir

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun, bir yandan ülkemizdeki elektronik haberleşme sektörüne yönelik olarak regülatif anlamda görevlerini yerine getirirken bir yandan da kendisine verilen görev ve sorumluklar gereği ulusal siber güvenliğin sağlanmasına yönelik faaliyetlerini sürdürdüğünün önemle çizen Karagözoğlu, Bildiğiniz gibi ülkemizde ulusal siber güvenlik organizasyonu, Mayıs 2013’te USOM’un kurulması ve Siber olaylara müdahale ekiplerinin oluşturulması ile USOM – sektörel SOME ve kurumsal SOME’ler hiyerarşisi içinde şekillenmeye başlamıştır. Bugün 14 sektörel SOME ve 1000’in üzerinde kurumsal SOME’miz USOM ile koordineli bir şekilde faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu çerçevede USOM’a daha fazla kaynak ayrılarak geçmişte yapılan çalışmaları ileriye taşıma gayreti içindeyiz. USOM; siber tehditleri önlemek amacıyla alarm, uyarı ve duyuru faaliyetleri yürütmek, kritik durumlarda yerinde müdahale ekipleriyle olayın kontrolünü ele almak ve siber olaylara müdahalede ulusal koordinasyonu sağlamak amacıyla faaliyetlerini sürdürmektedir. USOM, zararlı yazılım analizi ve dijital analiz imkanları ile donatılmış, bu konuda uzman personelin istihdamı ve yetiştirilmesinde önemli kazanımlar sağlamıştır. Çok sayıda kritik kuruluşumuzda olay müdahale, dijital kayıt inceleme ve sızma testlerinin USOM personeli tarafından yürütülmesi gibi faaliyetler hız kazanmış durumdadır” sözleriyle konuşmasını noktaladı.

Açılış konuşmalarının ardından plaket takdim töreni gerçekleştirildi. Program siber güvenlik ile ilgili düzenlenen panellerle gün boyu devam etti.